Adana'da yaşanan üzücü bir olay, güvenlik güçlerinin hızlı ve etkili müdahalesi sayesinde aydınlatıldı. Bir süredir kayıp olan 45 yaşındaki Zeynep Y., evinde bulundu ama bu sadece başını kaldırdığı karanlık bir sonun başlangıcını gösteriyordu. Zeynep Y.’nin cesedi, komşularının evinde beklenmedik bir şekilde bulundu ve cinayetin arkasındaki gerçekler yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. 30 Eylül 2023 tarihinde yaşanan bu olay, bölgedeki toplumu derinden sarstı.
Olayın detayları polis tarafından kısa sürede aydınlatıldı. Zeynep Y. ilk olarak 27 Eylül 2023 tarihinde kaybolmuş olarak bildirildi. Aile üyeleri ve komşular, onun gidebileceği yerleri aradı. Ancak, Zeynep Y.’den bir daha haber alınamayınca, durumu yetkililere iletmekten başka çare kalmadı. Yapılan ihbar üzerine polis, hemen olay yerine intikal etti ve soruşturma başlatıldı.
Araştırmalar sonucunda, Zeynep Y.’nin oğlu 21 yaşındaki Murat Y. şüpheli olarak öne çıktı. Böylece, cinayetin ardındaki sır perdesi aralanmaya başladı. Murat Y., polisin yaptığı sorgulamalar sonucu ilk başta yalan bilgiler vererek kendini aklamaya çalıştı. Ancak, güvenlik güçlerinin sıkı soruşturması sonunda, zihinlerdeki soru işaretleri yerini somut verilere bırakmaya başladı.
Polis, olaydan sonra Murat Y.’yi izlemeye aldı ve yaptıkları teknik takip sonucunda, cinayet gününü ve saatini belirlemeyi başardı. Yüzlerce saatlik güvenlik kamerası görüntüsü incelendi. Elde edilen veriler, zanlının cinayet anında olay yerinde bulunduğunu ve annesiyle tartıştığına dair delilleri içeriyordu. Söz konusu görüntülerin yanı sıra tanık ifadeleri ve fiziksel kanıtlar, Murat Y.'nin suçlu olduğuna dair okları iyiden iyiye işaret etti.
Cinayet haberinin ardından Adana’da toplumsal bir infial yaşandı. Özellikle sosyal medya platformlarında, Zeynep Y.’nin durumu üzerine birçok insan fikirlerini dile getirdi. Anne-katili haberleri, toplum üzerinde adeta bir distopya rüzgarı estirdi. Kayıp kişinin bir anne olması, cinayeti daha da merhametsiz bir hale getirdi. Başta kadın hakları savunucuları olmak üzere birçok kişi, bu tür olayların önlenmesi adına acil tedbirler alınmasını talep etti.
Olayın ardından, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gerçekleştirilen açıklamada, cinayetle ilgili detaylı bir soruşturma yürütüldüğü ifade edildi. Savcılık, gözaltına alınan zanlının en kısa sürede hakimin önüne çıkarılacağını açıkladı. Bu gelişmeler, toplumda yaratılan tedirginliği bir nebze de olsun giderme umudu yarattı. Yetkililer, benzer olayların önüne geçmek üzere gerekli önlemleri alacaklarını belirtti.
Bu trajik öykü, bir kez daha aile içindeki sorunların, ihmallerin ne derece tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin örneği olarak karşımızda duruyor. Bir anne kaybedildi ama onun hatırası, toplumda kalıcı bir etki bırakabilecek mi? Adana'da yaşanan bu olayın ardından, aile içi sorunlara daha duyarlı bir yaklaşım benimsemek gerektiği bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
Öte yandan, Türkiye genelinde yaşanan benzer olaylar üzerine kamuoyunun dikkatini çekmek için pek çok kampanya ve sosyal medya hareketi başlatıldı. Vatandaşlar, şiddet mağduru ailelerin desteklenmesi gerektiği konusunda hemfikirken, "Kimse yalnız değildir" sloganı yoğun bir şekilde sosyal medya platformlarında yankı buldu. Bu olay ve benzerlerinin önüne geçilmesi için toplumun ortak bir refleks göstermesi gerektiği aşikar. Sonuçta, Adana'daki bu trajik cinayet hikayesi, sadece yerel değil, ulusal bir sorun haline gelmiş durumda.