Son dönemde Orta Doğu'daki jeopolitik dengeler yeniden sarsılmaya başladı. ABD basınında yer alan son raporlar, İsrail ve İran arasındaki gerginliklerin artabileceğine işaret eden dört belirgin emareyi gündeme taşıdı. Uzmanlar, bu durumun bölgedeki istikrarı tehdit edebileceği uyarısında bulunuyor. Peki, bu emareler neler? Ve savaş ihtimali gerçekten de yeniden mi kapımızda? İşte detaylar...
İsrail ve İran, yıllardır birbirlerine karşı açık ve örtük savaş halinde. İki ülke arasındaki gerilim, son zamanlarda yapılan askeri tatbikatlarla daha da tırmandı. İsrail, son yıllarda düzenlediği tatbikatları giderek gerçekçi senaryolar üzerine kurmakta ve bu durum İran'ı rahatsız etmektedir. İran, kendi sınırlarının yakınında gerçekleşen bu tatbikatları, ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit olarak değerlendiriyor. Bunun neticesinde, her iki tarafın da silahlanma ihtiyacı doğdu. Uzmanlar, bu hareketliliğin, savaş senaryolarının arttığını gösterdiğini belirtiyor.
İran'ın nükleer programı, bölgedeki gerginliğin temel sebeplerinden biri. ABD'nin 2018’de İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesi sonrasında, İran hızla nükleer faaliyetlerini artırdı. Bu durum, İsrail'in güvenlik endişelerini büyük ölçüde derinleştirdi. Yakın zamanda yeniden başlatılan müzakerelerde sağlanan ilerlemenin yetersiz olduğu belirtildi. Her iki tarafın da uzlaşmaya varamaması, çatışmaların yeniden başlaması için zemin hazırlıyor. Özellikle, İran'ın nükleer silah kapasitesini artırma çabaları, İsrail tarafından 'kırmızı çizgi' olarak tanımlanıyor.
Üçüncü emare ise, bölgedeki müttefiklerin tutumlarıyla ilgili. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap devletleri, İran’ın nükleer silah kapasitelerinden duydukları kaygıları gidermek adına hızla İsrail ile işbirliğini artırmaya başladılar. Bu tür ittifaklar, Orta Doğu’daki güç dengesini değiştirebilir ve dolayısıyla gerginliğin tavan yapmasına neden olabilir. Dört numaralı emare ise, ABD’nin bölgedeki askeri varlığını artırmasıyla ilgili. ABD, savaş öncesi hazırlıkları güçlendirmekte ve bu durum, İsrail ile İran arasında cracking potansiyelini artırıyor.
Sonuç olarak, dört temel emare, İsrail ve İran arasındaki savaş ihtimalinin yeniden yükseldiğini gösteriyor. Bu bağlamda, Orta Doğu'daki dinamikler her geçen gün değişiyor ve uluslararası aktörlerin müdahil olması, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Etkileyici askeri tatbikatlar, tıkanmış nükleer müzakereler, bölgesel ittifakların yeniden şekillenişi ve ABD’nin askeri varlığını artırması, tüm bu denklemlerin kritik unsurları olarak karşımıza çıkmakta. Uzmanlar, bu gerilimlerin sona ermesi için bölgesel diyalog ve uzlaşmanın şart olduğunu savunuyorlar. Ancak, şu an için her şeyin belirsizleştiği ve bir çatışmanın kapıda olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Dünyanın gözü, Orta Doğu'da yaşanan bu gelişmelere çevrildi. Gelecekte neler olacağını hep birlikte göreceğiz.