Yıllar geçse de el emeği ve göz nuru ile yapılan zanaatlerin önemi her zaman sürdü. Bugün, 87 yaşındaki Anadolu zanaatkarı Ahmet Duran, hayatını adadığı mesleği ile hem unutulmuş gelenekleri yaşatıyor hem de genç nesillere ilham kaynağı oluyor. Ahmet Amca, yarım asır öncesinin ustalığını modern dünyanın getirdiği hızlı tüketim kültürüne karşı koruma mücadelesi veriyor. Yıllar geçtikçe sayıları azalan zanaatkârlar arasında parlayan bir yıldız olan Duran, hem topluma hem de kendi yaşamına anlam katıyor.
Ahmet Duran, çocuk yaşlardan itibaren ailesinin geleneksel el işçiliği geleneğini sürdürerek büyüdü. "Dedemden öğrendim, babamdan devam ettim, şimdi de torunlarımı yetiştiriyorum," diyor. Ahmet Amca, her parça üzerinde düşündüğü geçmiş hikayeleriyle çalışıyor. Yüzyıllık tekniklerle ürettiği ürünler, sadece birer nesne değil, aynı zamanda kültürel bir miras taşıyor. Ahmet’in ustalığı, günümüz gençleri arasında bu tür el işçiliğine olan ilgiyi yeniden canlandırma potansiyeline sahip. Fakat onun esas hedefi, sadece işini sürdürmek değil, aynı zamanda zanaatın gerçek değerini genç nesillere anlatabilmek.
Ahmet Duran, ustalığının yanı sıra azmiyle de dikkat çekiyor. Zaman içerisinde değişen toplumsal dinamikler ve teknolojik gelişmelere rağmen, zanaatin gerçek güzelliklerini genç nesillere aktarmak için sürekli harcama yapıyor. "Öğretmek, benim için bir sorumluluk," diyen Duran, yerel okullarla işbirliği yaparak öğrencilere atölye çalışmaları düzenliyor. Ahmet Amca’nın amacı, gençlerin sadece meslek edinmesini sağlamak değil, aynı zamanda kültürel bağlarını güçlendirmek. Gelişen teknoloji karşısında, geleneksel zanaatların ve el işçiliğinin kaybolmaması için sürekli olarak çaba gösteriyor.
Ahmet Duran'ın zanaati ile ilgili projeleri, yalnızca yerel değil, uluslararası ilgi de çekmeye başladı. Kendi köyünde açtığı atölyesinde yalnızca el işçiliği yapıyor değildir; aynı zamanda küçük gruplar halinde katılmak isteyenlere kurslar veriyor. Zaman içinde Facebook ve Instagram gibi sosyal medya platformlarında paylaşımlar yaparak, zanaatını ve kültürel mirasını geniş kitlelere ulaştırmayı başardı. Bu hareket, geleneksel zanaatın modern dünyada nasıl ayakta kalabileceğine dair bir örnek sunuyor. Kendi hikayesini sosyal medya üzerinden paylaştıkça, Duran, sayısız takipçi ve öğrenci kazandı. Gençler, sadece işini öğrenmekle kalmayıp, aynı zamanda Ahmet Duran’ın hayat hikayesinden ilham alarak kendi potansiyellerini keşfetme imkanı buldular.
Son olarak, Ahmet Duran, el emeğinin sanatı ile genç nesillere seslenmeye devam ediyor. "Eğer gerçekten bir şeyleri öğrenmek isterseniz, sabredeceksiniz," diyor. “Benim yaşımda birinin hâlâ bu kadar tutkulu olmasının sebebi, bu mesleği sevmemdir." Uzun yıllardır sürdürdüğü bu misyon, yalnızca kendi yaşamını değil, nesiller boyunca sürecek olan bir mirası da şekillendiriyor. Ahmet Duran, bireysel başarısından çok, topluma katkı sağlayarak yaşama amacını bulmanın mutluluğunu yaşıyor. Böylece, el emeğiyle oluşturduğu her türlü zanaatta, geçmişin izlerini geleceğe taşımak için birer köprü gibi çalışmaya devam ediyor.