Kitap, insanlık tarihinin en eski aynı zamanda en değerli dostlarından biridir. Pek çok kişi, yaşamında kitapların yerini yadsıyamaz; ancak bazı bireyler, bu dostluğunu hayatlarının merkezine koyar. 8 yaşında kitaplarla tanışarak bir tutku haline getiren ve bu sevgiyi 71 yıl boyunca sürdüren bir okurun hikayesi, sadece edebiyat meraklılarını değil, her yaştan insana ilham verebilir.
Her şey, 8 yaşındaki genç bir çocuğun kütüphaneye yaptığı bir ziyarette başlar. O gün, raflarda sıralanmış kitaplar arasında kaybolmuş, pages with beautiful illustrations and captivating stories. Bu ilk buluşma, onun için tam anlamıyla bir açılış olur. Çocuk yaşta başlayan bu ilişki, zamanla bir tutkuya dönüşür. İlk başta eğlenceli öyküler, masallar ve dergilerle başlayan okuma macerası, daha sonra romanlar, biyografiler ve diğer birçok tür ile derinleşir. Her yeni sayfada hayatını şekillendiren karakterlerle karşılaşmış, hayal gücünü genişletmiştir.
Zamanla, okuma tutkusu onun kişiliği ve hayat görüşü üzerinde belirgin etkiler yaratır. Kitaplar, onun için sadece birer eğlence aracı olmaktan çıkar; aynı zamanda bir bilgi kaynağı, birer dost ve dünya hakkında daha fazla şey öğrenme yolculuğu haline gelir. Kitap okumanın zamanı ve mekanı olmadığını, her anın değerlendirilebileceğini keşfeder. Birçok kitap okunan yaşamı boyunca, farklı kültürleri tanıma, insan psikolojisini anlama, toplumsal sorunlara duyarlılık geliştirme gibi birçok kazanımlar elde eder.
Kendisi için her okunan kitap, bir hayal dünyasının kapılarını aralar. Romanların kahramanlarıyla birlikte kahramanlık yapar, maceralara atılır. Şiirlerdeki duygu yoğunluğuna dalar, felsefi metinlerle düşünsel yolculuk yapar. Onun dünyasında kitaplar; ağlayan gözlerin, gülen yüzlerin, umutların ve hayallerin yoğun birikimidir. Tüm bu kitaplar, kişinin yalnızlık hissini unutmasını sağlar, aynı zamanda düşünceleri ve duyguları hakkında daha fazla derinlik kazanmasını destekler.
Bugün, 71 yıllık okuma serüveninin sonunda, hâlâ her yeni kitapla tazelenmiş bir heyecan duyar. Kitaplar, ona hayata dair birçok ders verirken, aynı zamanda sürekli olarak yeni şeyler öğrenme arzusunu da kamçılar. Her sayfanın arkasında yeni bir bilgi, yeni bir hayal ya da yeni bir bakış açısı gizlidir. Dolayısıyla okuma alışkanlığını sürdürmek, onun için alışkanlığın ötesinde bir yaşam biçimidir.
Bu süre zarfında, sadece kendi okuma deneyimlerini değil, çevresindekilere de kitap okuma alışkanlıklarını aşılamayı hedefler. Yerel kütüphanelerde çeşitli etkinlikler düzenler, gençlere kitap okuma alışkanlığını kazandırmak için seminerler verir. Bu yolla, yarattığı ilkeler ve bölgesel kitap okuma kültürü ile toplulukta da fark yaratmaya çalışır. Onun için bir kitap, sadece bir nesne değil, topluma fayda sağlayan bir araçtır.
Bugün 79 yaşında olan bu okur, hâlâ her fırsatta kitapçıları ziyaret eder, yeni çıkmış eserleri incelemeyi ve önerilerde bulunmayı kendine bir görev edinmiştir. Kitaplarla ilişkisinin sadece bir geçim aracı olmadığını, tam aksine kişisel bir yolculuk olduğunu her defasında vurgular. Okuma serüveni, sadece kendisi için değil, çevresindeki topluluk için de önemli bir etki alanı yaratır. Zira kitaplarının sayfalarında kaybolmak, gençlere örnek olma çabası taşır.
Sonuç olarak, 8 yaşında başlayan ve 71 yıl süren bu okuma serüveni, sadece bir bireyin hayatının değil, tüm bir topluluğun kültürel yapısının da ne denli etkileyici bir şekilde sağlanabileceğini gösteriyor. Onun gibi birçok insanın, kelimelerle kurduğu bu özel bağlar, kitapların hayatımızdaki yerini bir kez daha sorgulamamıza neden oluyor. Kitap okuyarak sadece eğlenmek, öğrenmek değil; aynı zamanda kendimizi ve dünyayı daha iyi tanımamız mümkün. Bu tutkuyu elde etmek ise başkalarına örnek olabilmek yolunda atılmış en kıymetli adım olacaktır.